11 Şubat 2009 Çarşamba

yaşasın halkların sevgililer günü

sevgililer günü yazısı yazacak en son insanı ilk insan yaptınız sevgili florayn. doğumgünüm kapsamında yazmış olduğunuz destanın altında kalmamak için yersiz ricanızı kabul ettim ama her büyük yazarın yaşadığı o feci sorunla karşı karşıyayım. nasıl başlasam? sanırım şöyle başlamalıyım: her köşe bucağın gübre-saman-kan-koyun eti koktuğu kurban bayramını bile sevgililer gününden daha çok seviyorum. kutlama etkinliği düzenlesen bir dert, düzenlemesen ayrı bir karın ağrısı. neyi kutladığımızı tam olarak idrak edemiyorum itiraf etmem gerekirse ki pek fazla itirafta bulunmam. ne güzel sevgilileriz, iyiki sevgiliyiz, yaşasın sevgililer mi demeye çalışıyoruz? şampiyon mu oluyoruz noluyor yahu? fakat hayatın her alanına sinsice sızan mahalle baskısı yüzünden kutlama yapmadığımız zaman da kendimizi böyle yalnız, terkedilmiş, yetim, öksüz, gariban, çirkin, şişman, budala hissediyoruz galiba. ama tüm bunları bir kenara bırakmalıyız bence. çünkü daha meşum bir durumla karşı karşıyayız canımın içi florayn. çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu bir grup tarafından atılan "bunlar kapitalizmin biz para harcayalım diye uydurduğu günlerdir. bu oyuna gelmeyelim. hain kapitalizm.emperyalistler, işbirlikçiler..." sloganı ile yürütülen kampanyanın farkındasın değil mi? peki sorarım sana florayn bu hain ve vahşi kapitalizmle mücadele etmek neden sadece sevgililer gününde ya da anneler gününde akıllarına gelir? yılın geri kalan günlerinde kapitalizmin biz para harcayalım diye kurduğu tuzaklara düşmemekte miyiz yoksa? ihtiyacımız olmadığı halde üzerinde bruce lee resmi var diye beğendiğimiz bir tişörtü katiyen almıyor muyuz? kalkan gibi bir küpenin cazibesine hiç kapılmıyor muyuz? arjantin milli takımı forması renklerine sahip dandik bir sweatshirte melül melül bakmıyor muyuz? yoksa yoksa yılın geri kalan günlerinde komünizm hüküm sürüyor da bana mı haber vermediniz? niye herşeyden en son benim haberim oluyor?
sevgili florayn sipariş üzerine yazdığım bu makakeleyi sanırım şöyle bitirmeliyim: günler çuvala mı girdi ayol. kurban bayramı gelse de koyun kessek. ya da önümüz sevgililer günü, acaba kurban bayramına nazire olsun diye sevgili mi kessek? o zaman kapitalizmi akıttığı kanda boğmuş bile sayılabiliriz.

2 yorum:

kozmokomik dedi ki...

kesmesek de beslesek?

varsayalım gonzales dedi ki...

besle büyüt özünü oysun!